Prof. Dr. Selim YAZICI

Personal Website

Zenginler Hindistan'ın Kast Düzenini Sarsıyor

Zenginler Hindistan’ın Kast Düzenini Sarsıyor

02.01.2012

PED, Hindistan – Ashok Khade onlarca yıl önce okula yalınayak gidip geliyordu. Ve bu gidiş gelişlerde su içmesine müsaade edilmeyen kuyu, ibadet etmesine izin verilmeyen tapınak her seferinde ona kim olduğunu hatırlatıyordu. onun gibi “dokunulmazların” manen ve bedenen kirli oldukları kabul ediliyordu. Geçenlerde Khade, özel şoförünün kullandığı gümüş rengi BMW’siyle aynı sokağa girerken köyün önde gelenleri onu karşılamaya koşuyordu. dokunulmaz çocuk, artık altın değerindeydi. Petrol platformlarında uzmanlaşan başarılı bir mühendislik şirketinin kurucusu olan Khade, hindistan’daki küçük ama genişleyen “dal it” milyonerler sınıfının bir üyesi. Ülkede 200 milyonluk bir nüfusu oluşturan dal it ler, yani dokunulmazlar, hinduluğun toplumsal hiyerarşisindeki en alt tabakayı oluşturuyor. Khade, cahil bir ayakkabı tamircisinin oğluyken arap şeyhleriyle varlıklı bir ortaklığa kadar varan şaşırtıcı yolculuğunu, “Köyden saraya geçtim” diye açıklıyor. 1991’den sonra hindistan’da ekonominin dışa açılmasını izleyen hızlı büyüme süreci, daha bir kuşak önce akla bile gelmeyecek bir gelişmeye yol açtı. dalit işadamlarından küçük ama genişleyen bir zenginler sınıfı oluştu.dalit eylemcisi Chandra Bhan Prasad, “dalitler için altın bir çağ yaşanıyor. yeni pazar ekonomisinden dolayı sosyal göstergelerin yerini maddi değerler alıyor. dalitler piyasa ekonomisinde statü satın alabiliyor. hindistan kast toplumundan sınıf toplumuna geçiyor ve burada banka hesabınız kabarıksa, hayattaki tatlı şeylere sahipseniz kabul görüyorsunuz” diyor. Maharashtra eyaletindeki Pune kentinde müteahhitlik yapan Milind Kamble, şehirdeki dalit sanayi ve ticaret odası’nın 100 kadar üyesinden yalnızca birinin 1991’den önce iş dünyasında yer aldığını belirtiyor. “Kast sistemine karşı mücadelemizi kapitalizmle sürdürüyoruz” diyor Kamble. Bilişim teknolojisi gibi bilgiye dayalı sektörlerde geleneksel olarak daha eğitimli olan Brahminler kastı ağırlıkta. tüccar kastları imalattan çok perakende ve toptan ticarete odaklanır. İnşaat gibi meşakkatli sektörlerse aşağı kastların geleneksel mesleklerine daha yakındır. Örneğin Pune’deki dalit bir işadamı, pek itibar görmeyen haşereyle mücadele işini milyon dolarlık bir şirkete dönüştürmüş. Kamble de hindistan’daki inşaat patlaması sırasında servet yapmış. dalitler küçük teknoloji şirketleri kurmaya başlıyor. Kimileri bilgisayar ağları kurarken kimileri de su borusu ve şeker fabrikaları kuruyor. Prasad, “Bu karmaşık toplumda dalitler dezavantajlarını avantaja çeviriyor” diyor. Khade altı kardeşten biri olarak Ped köyünde 1955’te dünyaya gelmiş. anne ve babası üst kastların çiftliklerinde gündelik işçi olarak birkaç kuruşa çalışırmış. Babası Mumbai’ye (eski adıyla Bombay) sık sık ayakkabı tamirciliğine gidermiş. ailesi, hindu hiyerarşisinin en altında yer alan Chambar’lardanmış. Bu zümrenin geleneksel mesleği ölü hayvan derisi yüzmek. hep yoksul, hep açlarmış. Bir gün annesi onu yakındaki bir değirmenden veresiye un almaya göndermiş. Küçük ashok’un çamurda ayağı kaymış ve o paha biçilmez un torbası bir su birikintisine düşmüş. “eve gözyaşları içinde döndüm” diye anlatıyor Khade. “annem ağlıyordu. Kız ve erkek kardeşlerim açlardı. evde yiyecek hiçbir şey yoktu” diyor. Fakat o açlık onu hırslandırmış. Khade’nin ilk çıkışı, yakındaki bir kasabada bir hayır kurumuna bağlı okula kabul edilmek olmuş. Köyden ve kast önyargılarından uzakta kendini bulmuş. Üst kastlardan öğretmenler ona ihtimam göstermiş. Fakat yoksul luk yakasını bırakmıyormuş. Öğrenciler sınavlara kendi kâğıtlarını getiriyorlarmış ve Khade’nin bir gün dosya kâğıdı alacak birkaç kuruşu bile kalmamış. Öğretmen yoklama defterindeki sayfaları yırtıp ona vermiş. Sayfaları birbirine tutturacak ipi bile alamayan Khade bir ağacın dikenlerinden yararlanmış.
Güçlükler ve Talih Kuşu
Khade’nin ağabeyi Datta, Mumbai’de devlete bağlı bir gemi inşaat şirketi olan Mazagon Tersanesi’nde kaynakçı çırağı olarak işe girmiş. Sonra da Khade onun ısrarıyla büyük şehre gelmiş. Doktor olma hayaliyle yerel bir üniversitede okumaya başlamış. Fakat bütün ailenin bakımını üstlenen Datta, okulu bırakıp çalışmaya başlaması için ona yalvarmış. Mazagon Tersanesi’nde teknik ressam çırağı olarak iş bulmasına yardım etmiş. Başta aksilik gibi görünen şey ona şans getirmiş. Kusursuz çizim becerisi ve bitmek bilmeyen çalışkanlığıyla Khade terfi etmiş. 1983’te Almanya’ya yaptığı bir iş gezisinden sonra da kendi şirketini kurmak için temelleri atmaya başlamış. Kadrolu bir işi bırakarak şirket kurmak olacak şey değilmiş. Fakat iki kardeşi uzman gemi kaynakçılarıymış. Mazagon Tersanesi’nde iyi bağlantıları varmış. Ayrıca 1991 reformlarıyla bürokrasinin ekonomideki kontrolü azalmaya ve ülke büyümeye başlıyor, yıllar süren durgunluk sona eriyordu. “Büyük paralar kazanmak için bariz bir fırsat vardı” diye açıklıyor Khade.
Büyük Anlaşma
Kardeşler biriktirdikleri parayla küçük taşeron işlerini finanse etmiş ve 1993’te de Mazagon Tersanesi’nden ilk büyük siparişlerini (bir petrol platformunu taşıyan direkler) almışlar. Hindistan’ın hızla büyümesi, ülkenin fosil yakıtlara ihtiyacının da hızla artması demekti. Petrol platformları kurup donatan Khade’nin şirketi bu doğrultuda süratle genişlemiş ve yakın bir dönemde Abu Dabi’li kraliyet ailesi üyeleriyle oradaki petrol kuyularında çalışmak için bir anlaşma imzalamış. Khade’nin şimdi 4 bin 500 çalışanı var ve şirketine 100 milyon doları aşkın değer biçiliyor. İki kardeşi de artık siyasette. Khade, köyünün çevresinde geniş araziler almış. Onların arasında, bugün 86 yaşındaki annesinin günde birkaç kuruşa çalıştığı üst kastlara ait çiftlikler de var. Annesi şimdilerde pahalı ipek giysiler giyiyor, özel şoförlü arabasıyla dolaşıyor. Khade’nin şirketinde üst kasttan ailelerin çocukları çalışıyor. Özetle, Khade başarıya ulaştı, hem de büyük bir başarıya. Kendi sözleriyle, “Dokunulmaz bir çocuğun bir prensle iş ortağı olacağına kim inanırdı?”
Kadınlar İçin Sınırlı Seçenekler İngiltere’
den bağımsızlığını kazanan Hindistan’ın anayasasına bir Dalit olan Bhimrao Ambedkar’ın katkısı büyüktür. Bu anayasa, Dalitlerin üst kast üyeleriyle aynı yolda yürümesini, aynı kuyudan su içmesini, hatta göz göze gelmesini engelleyen uygulamaları yasaklıyor, onların dericilik ve berberlik gibi düşük statülü işlere mahkûm edilmesine son veriyordu. Dalitlerin bir sonraki kazanımı Hindistan’ın piyasa ekonomisine geçmesi oldu. Kanada’daki British Columbia Üniversitesi’nden ekonomistlerin yaptıkları yeni bir analize göre, Dalitlerle diğer kastlar arasındaki ücret farkı yüzde 21’e düştü. (1983’te yüzde 36 olan bu fark, ABD’de beyaz ve siyah erkek işçiler arasındaki ücret farkından daha az.) Eğitimdeki uçurum da yarıya indi. Pennsylvania ve Harvard ü n ive r s i t e l e r i nde n Hi nt l i araştırmacı ların gerçekleştirdiği başka bir anketse, Dalitlerin sosyal statüsünün de yükseldiğini gösteriyor. Bir başka deyişle, artık Dalitler üst kastların düğünlerine daha kolay davet edilebiliyor, aynı yemekleri yiyebiliyor, aynı giysileri giyebiliyorlar. Öte yandan, araştırmacı ve eylemci Annie Namala’nın belirttiğine göre, Dalit girişimcilerin büyük bir çoğunluğu hâlâ, başka seçenekleri olmadığı için kâr marjı düşük bir iş kurmak zoru
nda kalan yoksul kadınlardan oluşuyor. Bu kadınların büyük bir bölümü yaptıkları işten ayda 100 doların altında kazanıyor. İş âleminde büyük başarı kazananların bile toplumda kabul görmesi kolay değil. İnsanların hangi kasttan oldukları çoğu zaman isimlerinden anlaşılabiliyor. Bu sebeple, örneğin, güneş enerjili su ısıtma sistemleri kuran Dalit bir işadamı soyadını değiştirmiş. Üst kasttakiler sıhhi tesisatla bağlantılı bir cihazı bir Dalit’in kurmasını istemeyebilir diye. Yeni kavuştuğu yüksek statüsüyle Khade bile üst kasttan potansiyel müşterilerini kaçırmak istemiyor ve kartvizitinde Ashok K. yazıyor. Yani, bir Dalit olduğunu belli eden soyadını boş bırakıyor.

Kaynak: Sabah, New York Times, 02.01.2012, http://www.sabah.com.tr/NewYorkTimes/2012/01/02/zenginler-hindistanin-kast-duzenini-sarsiyor