”4 büyüğe” profesyonel yönetim eleştirisi
Borsa Yatırımcıları Derneği Başkanı Ali Bahçuvan futbol kulüplerinin şirketlerini başkanlarının profesyonel davranmaması ve şirketlerin neredeyse bir dernek gibi yönetilmesi nedeniyle eleştirdi.
11.12.09
Borsa Yatırıcıları Derneği (BORYAD) Başkanı Ali Bahçuvan, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören spor kulüplerinin şirketlerinin, kulüp başkanları tarafından profesyonelce yönetilemediğini savunarak, ”Bu başkanlar, kendi şirketlerinde böyle bir anlayışa sahip değiller, daha profesyonel yönetiyorlar” dedi.
Bahçuvan, 4 büyüğün İMKB’de işlem gören şirketleri Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş, Fenerbahçe SportifHizmetler Sanayi ve Ticaret A.Ş, Galatasaray Sportif Sınai ve Yatırımlar A.Ş ile Trabzonspor Sportif Yatırım ve Ticaret A.Ş’nin halka ilk açıldıklarında bazı yanlışlar yapıldığını söyledi. Bu şirketlerin, borsaya girdiklerinde taraftarların sırf kulübe katkı sağlamak için bile hisse senedi alacaklarının düşünüldüğünü ve bu düşüncenin, şirketleri profesyonellikten uzaklaştırdığını öne süren Bahçuvan, ”Kulüp Başkanları veya yöneticileri de bu yüzden çok profesyonel davranmıyor. Şirketler neredeyse bir dernek gibi yönetiliyor” dedi.
Özel çalışma grubu gerekiyor
İMKB’nin bir sermaye piyasası olduğuna ve bu piyasanın belirli kurallarının bulunduğuna işaret eden Bahçuvan, ”Bu kurallara uymak zorundasınız. Futbol kulübüsünüz diye bazı şeyleri gözardı edemezsiniz. O zaman Kızılay da bir şirket kurar ve borsaya girer. ‘Ben de sosyal sorumluluk işi yapıyorum. Beni diğer şirketlerle bir tutmayın’ der ve bu işin önü alınamaz” ifadelerini kullandı.
Bahçuvan, spor kulüplerinin İMKB’de işlem gören şirketleriyle ilgili olarak, şu anda görünüşte sermaye piyasası kurallarına tabi olan, yasal olarak da hukuki statüsü öyle görünen ancak bir spor kulübüne bağlı oldukları için hiçbir şekilde kimsenin bir şey yapamadığı, yöneticilerinin de bu düzeni devam ettirmek için töhmet altında kalarak zorluk çektiği bir sistemin yaşandığını savundu.
Söz konusu şirketlerin aslında yüksek karlar elde ettiğini, ancak kulüplerine kaynak yaratmak için bu karların dağıtılmadığını veya birleşme yöntemiyle kulüplere katkı sağlanmaya çalışıldığını anlatan Bahçuvan, şunları kaydetti: ”Bu konu için özel bir çalışma grubu oluşturulup bundan sonra ne yapılabilir, bu konuda ne tür çalışmalar yapılabilir diye bir araştırma yaparak bu sorunun hem kulübün kendi durumunu bozmayacak hem de hissedarları rencide etmeyecek şekilde çözülmesi lazım. Aksi halde spor kulüplerinin bundan sonraki süreçte halka açılmaları çok zor olacaktır.”
“Kendi şirketlerini daha profesyonelce yönetiyorlar”
Ali Bahçuvan, kulüp başkanlarının veya yöneticilerinin yapmış olduğu açıklamalarda, İMKB’de işlem gören bu şirketlerin hisselerinin durumunu düşünmediklerini belirtti. Kulüp başkanlarının, söz konusu şirketleri bir şirket olarak görmediklerini dile getiren Bahçuvan, şöyle devam etti:
”Bu başkanların kendi şirketleri de var. Bazıları halka açık şirketlere de sahip. Kendi şirketlerinde böyle bir anlayışa sahip değiller, daha profesyonel yönetiyorlar. Fakat bu spor kulübü olduğu için bu şirketlerin daha imtiyazlı olduğunu düşünüyorlar. Bu zihniyetin değişmesi Türkiye’de çok zor… Eğer, kulüp yaşamazsa şirketin de yaşaması mümkün olmayacak diye öncelikle kulübü yaşatmaları gerektiğini düşünüyor. Bu da aslında çok yanlış bir yaklaşım değil ama bir orta yol bulunması lazım. Ya ilk başta bu kulüplerin halka açılmasına izin vermeyecektik ya da baştan buna ilişkin çok düzgün bir işleyişin sağlanması lazımdı.”
Kulüplerin başarısının, şirketlerin satışlarına büyük katkı sağladığını ve şirketlerin kar ederek hisselerinin değerinin arttığını dile getiren Bahçuvan, kulübün başarısıyla şirketin başarısının arasında doğru orantı olduğunu
söyledi.
“Kulüplerden bağımsız yönetilmeleri gerekiyor”
Bu şirketlerin hisselerinin çoğunluğunun yabancı yatırımcıların elinde olduğunu anlatan Bahçuvan, yabancı yatırımcıların genellikle uzun vadeli düşündüklerini ve anlık yaşanan olaylara göre karar değiştirmediklerini belirterek, ”Hisseler bu nedenle kulüp başkanlarının kimi zaman sert çıkışlarından veya kulübün yaşadığı krizlerden etkilenmiyor” dedi. Bu şirketlerin en büyük problemlerinin ise temettü dağıtmayışları ve yüksek temettü getirisi bekleyerek bu şirketlerin hisselerini alan yabancı fonların burada sıkıntıya girerek kulüplerle sürekli ”davalık” olmaları olduğunu anlatan Bahçuvan, kulüplerin de sürekli olarak şirketin kaynaklarına ihtiyaç duyduğunu, bunun da şirketin yönetimini zayıflattığını söyledi.
Şirketlerin özerk bir biçimde kulüplerden tamamen bağımsız yönetilmeleri halinde daha başarılı olabileceklerini anlatan Bahçuvan, şöyle devam etti:
”Bunların artık çok kesin çizgilerle kulüplere tarif edilmesi, anlatılması lazım. Spor kulüplerinin şirketlerinin ya profesyonelce yönetilmeleri ya özel bir statü tanınması ya da piyasadan çıkmaları lazım. Üç seçenek var burada. Ya normal diğer halka açık şirketler gibi değerlendirilecekler ya özel bir statü tanıyarak onlara spor kulübü şirketlerinin özel kurallara uyması istenecek veya da çağrı yapacaklar, sattıkları hisse senetlerini geri toplayarak piyasadan çıkacaklar. Ancak elde böyle de bir kayıt olmadığı için bu seçenek zor görünüyor.”
Kaynak: Sabah İşte İnsan, http://www.isteinsan.com.tr/yonetim/borsadaki_4_buyuge_profesyonel_yonetim_elestrisi.html